AVCUMUZDA ŞİİRİSTAN

AVCUMUZDA ŞİİRİSTAN

AVCUMUZDA ŞİİRİSTAN

Elin değil elin. İkimizin. İçime uzat.

Beşimizin, onumuzun, hepimizin.

Varlığın eli. Elin. İçime uzat.

Elin senin.

Sen sen olduğun, sende cihan olduğu, cihan sana sığmadığı için.

Elini ver bana. Elimi al benden. Elini elime kat.

* * *

Her elin bir göğü, her göğün bir eli var.

Açık, kapalı, dolu, boş. Her elin bir göğü, her göğün bir eli.

* * *

Ellediğimizde elliyor muyuz gerçekten?

El veriyor muyuz dokunduğumuza yoksa onu el sayıp mıncıklıyor muyuz? Dokunma ne zaman bir ihlâldir ey ten?

** * *

El okşamaz, boğar da. Yumruk olur. Tetiği çeker de.

* * *

Avcumdaki gökyüzünü, avcundaki gökyüzüne.

* * *

Karışının alnımda işi ne? Dünyan kaç karış?

* * *

Elim yalnızca dokunmuyor. Yapıyor. İnsan, eli olduğu için insan. İnsan, dünya gezegenini elleyen, ona el katan bir varlık.

* * *

Tut. Elinle. Dünyayı. Tutuyorum. Tutmasaydım, dünya çoktan  dünya olmaktan çıkardı.

Avcumun içindeki dünyayı, dünyanın içindeki avucumda gördüm de haddimi bildim.

* * *

Dostumun avucu benim okyanusumdur.

* * *

Sevgilimin avucundaki kalbim, sevgiliyi avucuma bırakıyor. Avuçlarımız ne bir sığınak ne bir değirmen. Avuçlarımız göğe açılan dua, yere yağan rahmet, birbirlerine kenetlenerek seyreden iki martı.

* * *

Elim teninde yurdunu arıyor.

* * *

Elim elinde uyuyor.

* * *

Tutsan. Tutsam. Tutuşsak, tütse bedenlerimiz avuçlarımızdaki sonsuzluğa.

* * *

— Avuçlayabilir miyim sendeki sonsuzluğu?

— Hayır. Dokunabilirsin.

— Nasıl?

— Sonsuzluğunla.

* * *

Ellenen pislikleri unutma. Gökteki yıldızlara da bulaşırlar.

* * *

Bileklerinden bacak aralarına yürüyen parmaklarım göğünü de taşımalı mi içine?

* * *

Ellerim, beynimle ayaklarım arasında, ikisine de saygılı. Beynimden ayağıma Hermes, ayağımdan beynime Eros olan ellerimde, hayatın bin bir maharetiyle çâresiz biriyim. Elliyim de çâreli değilim. Elsiz miyim yoksa? Yâreliyim. Yâr eliyim.

* * *

El ile il arasındaki bağ, ayağımla elim arasındaki bağla bağlanabilir mi? İlim, yurdum, toprağım, ellerimle işlediğimde ortaya çıkıyor. Elimin değmediği yer yurdum olabilir mi? Elim değmezse ilim ellerin olur.

* * *

Tüt ile tut arasındaki havadaki iki nokta farkı bize ne söyler? Tütüşmek sözcüğü neden unutulmuş dilimizde? Karşılıklı tütmeyi bildiğimiz hâlde? Tütüşük gönüllerin tûş olamayışından mı?

* * *

Ellerin buhurdanında tüten nedir? Kaygıdır. Sevinçtir. “Tut beni” çiçeği açar avuçlarımda, gözyaşlarınla yağar mısın üstüne?

* * *

Kelepçe, beynimize, yüreğimize vurulmadıkça ellerimiz özgürdür.

* * *

Dil, eli dövebilir de sevebilir de. Oysa saygı duymalıdır. El dilin ağabeyidir, ondan önce doğmuştur. “Dil varlığın evidir” denirken elin hakkı yenmiştir. El ilin evidir.

* * *

El dilin balkonudur. Sevgili ellenince dillenir. Dillenince ellenir.

* * *

 (Ellenince sözü yanlış anlaşılmamalı. Ellenmek, eli harekete geçirme, eli devingen kılma, el olma, el hâline gelme demek.)

* * *

Sazımın eli beni çalıyor. Sazım ve elim sevgilime dâhil oluyor.

* * *

Elden gelen şifâ, çok defa, doğaya vefâ

* * *

Topacık ellerini söyleyen türkülerle sevgilim sana dahil oldum.

* * *

Biz hayatı şiir şişesinin dibinde görenlerde hayalleri elleme huyu vardır. Sevgili hayalini getirir, biz okşarız.

* * *

Geceleri ellerimize gelirler. Okşatmak için kendilerini. Şiir derler kendilerine. Odamın buğulu camının önünde onlara hohlayarak dâhil olurum.

* * *

Şiir elimizde oturur, elimiz şiirde oturduğu için.

* * *

Avucumuzda şiiristân yıldızlara dua ederiz.

                                                                      2003, İstanbul

                                                                                                         

 

 

 

 

 

 

 

25 Şubat 2021, 11:58 | 868 Kez Görüntülendi.

Yazı Detay Reklam Alanı 728x90

TOPLAM 0 YORUM

    Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorum Yapan Sen Ol.

YORUM YAP

Lütfen Gerekli Alanları Doldurunuz. *

*